İnme Günü

26.05.2017

 

İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmektir

İnmenin, doğru bir organizasyonla önlenebilir ve tedavi edilebilir bir durum olduğuna değinen Prof.Dr. Şerefnur  Öztürk, bu konuda farkındalığa dikkat çekti:

Beyin damar hastalıkları dünyada en fazla fonksiyon kaybına neden olan, yaşam kalitesini en fazla etkileyen ve ölüm nedeni olarak da ikinci sırada yer alan hastalık grubudur.

Sizin, bir yakınınız yada arkadaşınızın aniden konuşması bozulursa, bir tarafındaki kol veya bacağında güçsüzlük, uyuşukluk farkederseniz, yüzünde özellikle de ağız köşesinde asimetri olursa ne yaparsınız? Bu soruyla ne yazık ki her altı kişiden biri hayatı boyunca en az bir kere karşılaşmak durumundadır. Sorunun doğru cevabı ise hastanın inme geçiriyor olabileceği ve mümkünse ambulans ile ve en hızlı şekilde nöroloji uzmanının çalıştığı ve inme ünitesi, ideali inme merkezi olan bir hastaneye götürülmesi ve etkin tedaviye bir an önce ulaşmasını sağlamaktır. Bu durum neden önemlidir; İnme beyin damar hastalıklarının ani olarak ortaya çıkan ve çok hızlı tedavi gerektiren bir tablosudur. İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmektir ki biz bunu “Zaman Beyindir” şeklinde ifade ederiz. Yani kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir.

Dünyada bir yılda 17 milyon kişi inme geçirmekte ve 6 milyon kişi inme nedeniyle hayatını kaybetmektedir yani yeni raporlara göre her 2 saniyede bir kişi inme geçirmektedir. Ne yazık ki ülkemizde de durum farklı değildir.

Son açıklanan TUİK raporlarına göre Türkiye’de beyin damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden kişilerin sayısı 2015 yılında yaklaşık 38 bine ulaşmıştır.

Bu yaygın hastalık grubunda farkındalığı artırmak, koruyucu ve tedavi edici koşulların iyileştirilmesine dikkat çekmek üzere 10 Mayıs “İnme Farkındalık Günü” , 29 Ekim ise Dünya İnme Organizasyonu (World Stroke Organization- WSO)  tarafından “Dünya İnme Günü” olarak ilan edilmiştir.

Beyin damar hastalıklarının en ani ve en belirgin fonksiyon kaybı ile ortaya çıkan tablosu olan “İNME” yi önlemek ve etkin tedavisinin uygulanabilmesi için, inme farkındalık  gününden amaçlandığı şekilde, inmeden korunma, etkin ve hızlı tedaviye ulaşabilme, inme sonrası rehabilitasyon ve sosyal yaşamın iyileştirilmesine yönelik kurum ve organizasyonların aktivitelerini her inmeli bireye ve hasta yakınına ulaştırabilmeye yönelik düzenlemelerin de yetkili organlarca, bu alanın deneyimli uzmanları ile işbirliği içinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Toplum sağlığı açısından günümüz koşullarında salgın hastalıklara yaklaşımda olduğu gibi, beyin damar hastalıklarına sahip kronik hastaların yanı sıra sağlıklı ve risk altındaki toplumu da korumaya yönelik, ileriye dönük güçlü stratejileri de gerektirmektedir.  İnme hastalarının risk faktörlerini azaltacak yaşam tarzı değişiklikleri konusunda aydınlatılmaları ve bu konuda toplumun bütün organlarının uygun ortamı hazırlaması ve sürdürmesinin ilaç tedavileri kadar etkili olduğu kanıtlanmıştır. Okullardan başlamak üzere sebze ve meyveyi yeterince içeren doğru beslenme alışkanlıklarının edindirilmesi, sigara ve alkol kullanımının önlenmesine yönelik bilgilendirme, fiziksel aktiviteyi artıracak aktiviteler ve ortamların sağlanması, hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıklarının düzenli kontrolü ve uygun tedavisi, obeziteyi önleyecek stratejiler sadece sağlık merkezleri ile değil, okullar, parklar, spor merkezleri, halk eğitim stratejileri ile bir bütün olarak ele alınmalıdır.

İnme belirtilerinin toplum tarafından tanınması, hastaların tedavi olanaklarına vakit kaybetmeden ulaşmasında en önemli faktördür. Günümüzde İnme tedavisini etkin olarak uygulayabilmek için asgari şartlar mevcut olduğu halde, inmenin kanıtlanmış, en etkili tedavisi olan trombolitik tedavi yani damar içindeki pıhtıyı giderici tedavi ancak %3 oranlarında uygulanabilmektedir, vasküler girişimsel tedavi oranları ise çok daha düşüktür. Bu durum antibiyotik ile tedavi edilecek bir hastaya antibiyotik vermemek kadar kabul edilemezdir. Ancak, bu tedavi imkanlarının daha yaygın olarak uygulanabilmesi için nöroloji uzmanı yönetiminde, inme konusunda özelleşmiş ünitelerin ve yine nöroloji uzmanı yönetiminde multidisipliner inme merkezlerinin sayısı ve olanakları artırılmalı, yeterli insan gücü sağlanabilmesi için eğitimler sürdürülmelidir.

İnme hastalarının korunma ve tedavilerine yönelik olarak hazırlanan ve ilk olarak 2014 yılında İstanbul’da yapılan Dünya İnme Kongresinde oluşturulan ve ilan edilen “Küresel İnme Beyannamesi” ne göre inme hastaları beyin damar hastalıklarından korunma, risk faktörleri konusunda bilgilenme, risk faktörlerinden korunmak için ortam ve tedavi yaklaşımlarına ulaşımda, inme belirtileri konusunda yeterince bilgilendirilmiş olma ve hızlı, etkin tedaviye ulaşabilme, inme sonrası sosyal olanaklar ve rehabilitasyon tedavilerine ulaşım konularında haklarını bütün dünyaya ilan etmişlerdir. Bu haklar hem hasta hakları hem de temelde insan haklarını içermektedir, bunun da ötesinde mutlaktır ki hastasını en etkin şekilde tedavi etmek isteyen biz nöroloji uzmanlarının da en temel hakkıdır ve sağlık stratejileri oluşturulurken mutlaka dikkate alınmalıdır.

Bu tedavinin gerçekleştirilebilmesi ve inme hastasına en ideal tedavi ve bakımın sağlanabilmesi ise ancak inme ünitelerinin ve inme merkezlerinin yaygınlaştırlması ve daha etkin olarak çalıştırılabilmesi ile mümkündür. Yapılan çalışmalar inme hastalarının inme ünitelerinde izlenmesi ile fonksiyonlarını tekrar kazanma oranlarının önemli ölçüde artış gösterdiğini, ölüm oranlarında ise belirgin düşme sağlandığı göstermektedir. İnme üniteleri nöroloji hekimlerince yönetilen ve yürütülen multidisipliner multidisipliner ünitelerdir. Beyin damar hastalıklarının akut dönemde yani beyin damar tıkanıklığı veya kanaması olduğu anda en hızlı ve çağdaş tedaviyi özelleşmiş, eğitimli inme ekibi ile vermeye yönelik bu ünitelerin sayıları ve etkinlikleri ülkemiz koşullarında rahatlıkla artırılabilir. Bu ünitelerin standartlarının oluşturulması için Türk Nöroloji Derneği olarak Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Yakın bir gelecekte ülkemizde hem halen hizmet vermekte olan inme üniteleri hem de yeni oluşturulacak üniteler ve inme merkezlerinin aktifleştirilerek Avrupa ülkelerindeki sisteme benzer bölgesel inme iletişim ve ulaşım ağının oluşturulması ve aktifleştirilmesi ile inme hastalarının bakımının daha ideal seviyelerde sağlayanacağına inanıyoruz. 

Prof. Dr. Şerefnur Öztürk

Türk Nöroloji Derneği Başkanı

Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi Nöroloji AD Başkanı