Avukatımıza Sıkça Sorulan Sorular

29.01.2018

1. TUK kararı ile tıpta uzmanlık süresi uzatılan dallar arasında Nöroloji de bulunmaktadır. Bu karar eğitimi devam eden asistanlar yönünden nasıl uygulanacaktır? İsteyen asistanların 5 yıllık uzun süreye tabi olarak eğitimlerine devam etme hakları bulunmakta mıdır?

Bilindiği üzere Tıpta Uzmanlık Kurulu'nun 14-15.9.2017 tarih ve 982 sayılı Kararı ile Nöroloji tıpta uzmanlık eğitim süresinin 5 yıla çıkartılmasına karar vermiştir. Ancak kararın uygulanma tarihi 1.4.2018 olarak belirlenmiş, bu tarihten önce asistanlık eğitimine başlayanlar için 4 yıllık sürenin uygulanacağı belirtilmiştir.

Buna ek olarak asistanlık eğitimi devam eden eski öğrencilerden eğitim sürelerini 5 yıl olarak yeniden yapılandırmak isteyenlerin eğitim kuramlarından bu yönde talepte bulunabilecekleri belirtilmiştir. Nitekim Tıpta Ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği'nin 11. Maddesinin 6. Fıkrasında[1] da Uzmanlık öğrencilerinin Kurul'un belirlediği standartlara uygun bir eğitim alma ve bu konuda eğitici kurumdan talepte bulunabilme hakkı açıkça düzenlenmektedir.

Hal böyleyken asistanlık eğitimi devam eden eski öğrencilerden eğitim sürelerini 5 yıl olarak yeniden yapılandırmak isteyenlerin, ilgili TUK kararını ek yaparak, eğitim aldıkları kuruma/ tıp fakültesi dekanlığına verecekleri yazılı bir dilekçe ile talepte bulunma hakları bulunmaktadır.

 

2. Nöroloji branşında tek hekim olmamdan dolayı sürekli icap nöbeti tutmak zorunda bırakılıyorum. Bu hukuka uygun mudur? Uygun değilse başvurabileceğim hukuki yollar nelerdir?

Bilindiği üzere hekimlerin Kanun ile belirlenmiş mesai sürelerinin çok üzerinde sürelerle çalışmaya zorlanmaları, konuya ilişkin mevzuata aykırı olarak ve/veya uzmanlık alanları dışında yapılan nöbet görevlendirmeleri son yıllarda artarak devam etmiş ve hekimlerin dinlenme, özel yaşam ve sağlık haklarının ihlal eden bir boyuta ulaşmıştır.

Bu hak ihlallerinden biri de branşında tek hekim olan uzman tabiplerin sürekli icap nöbetçisi olarak görevlendirilmeleridir. Bu sorunu çözmek üzere 2010 yılında Samsun ili Çarşamba İlçe Devlet Hastanesinde beyin ve sinir cerrahi olarak tek hekim olarak görev yapan bir hekim adına icap nöbetine dahil edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İdare Mahkemesi davayı reddetmiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay 5. Dairesi red kararını davacı hekim lehine bozmuştur. Danıştay 5. Dairesi bozma kararının gerekçesinde “Görev yaptığı sağlık kurumunda tek uzman hekim olan davacıya Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği uyarınca icap nöbeti tutturulabilmesine imkan bulunmadığını” belirterek tek hekime icap nöbeti tutturulmasına yönelik işlemin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.

Bu karar 'Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.' şeklindeki Anayasa'nın 138. maddesinin 4. fıkrası ve idare mahkemesi ve Danıştay kararlarının idare tarafından gecikmeksizin yerine getirilme zorunluluğunu düzenleyen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca tüm kamu sağlık kuruluşlarınca uygulanmak durumundadır. Hukuka aykırı biçimde Danıştay kararını uygulamamakta ısrar eden kamu görevlileri yönünden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesinde düzenlenen 'Görevi Kötüye Kullanma' suçunun unsurlarının oluşacağı düşünülmektedir.

Bu kapsamda branşında tek hekim olan uzman hekimlerin icap nöbetine dahil edilmeleri halinde; öncelikle söz konusu Danıştay kararını ek yaparak hastane yönetimine bir başvuru yapmalarını öneriyorum. Başvurunun reddi halinde ya da 60 gün içinde yanıt verilmeyerek ya da icap nöbet listesine dahil edilerek zımmen reddedilmiş sayılması halinde ise, ret tarihini izleyen 60 gün içinde idari yargıda işlemin iptali için dava açmaları ve icapta geçen tüm süre yönünden fazla çalışmaya ilişkin özlük haklarının iadesini talep etmeleri hukuken olanaklıdır.

Ayrıca Danıştay kararını uygulamayan kamu görevlileri hakkında da 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesinde düzenlenen 'Görevi Kötüye Kullanma' suçunu işledikleri gerekçesi ile Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulabilir.

 

3. Nöroloji uzmanları acil nöbeti tutmak zorunda mıdır?

Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 15. maddesinde acil sağlık hizmetlerinin “uzman tabip sorumluluğunda, acil sağlık hizmetleri konusunda eğitim görmüş, tecrübelive yeter sayıda tabibin, hemşirenin ve diğer personelin de katılımı ile bir bütün olarak yürütülecek şekilde organize” edileceği belirtilmiştir. Burada sözü edilen “uzman tabip” 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a ekli 1 sayılı çizelgede ayrı bir uzmanlık dalı olarak düzenlenen “Acil Tıp Uzmanı” olan tabiptir.

Aynı Yönetmeliğin 29. maddesinde ise acil sağlık hizmetlerinde istihdam edilecek personelin eğitim durumuna yönelik özel bir düzenleme yapılması ihtiyacı duyularak bu personelin alana özgü yeterli eğitimi aldıktan sonratedavi ve müdahale yöntemlerine ait bilgi ve becerilerinin güncelleştirilebilmesini sağlamak amacıyla, Bakanlığın belirleyeceği bölge merkezleri ve Bakanlıkça yetkilendirilen eğitim kuruluşlarında belirlenecek sürelerde hizmet içi eğitime tabi tutulması” zorunluluğu öngörülmüştür.

Bu noktada, Nöroloji uzmanlarına acil nöbeti yazılmasının, Anayasa’da güvence altına alınan sağlık hakkının bir unsuru niteliğinde olan ve taraf olunan İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi’nin 4.maddesinde de düzenlenen sağlık hizmetlerinin, ilgili meslekî yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması hakkının ihlali niteliğinde olduğu düşünülmektedir.

Nitekim acil nöbetiyle ilgili verilmiş yargı kararlarında da buna vurgu yapılarak, acil servis nöbetlerini acil tıp uzmanlarının ya da konuya ilişkin özel eğitim almış sertifikalı pratisyen hekimlerin yürütmesi gerektiği belirtilmektedir.  (Acil nöbetiyle ilgili yargı kararları için tıklayınız)

Bu anlamda acilde acil tıp uzmanlığı alanının sunduğu hizmeti sunmaya zorlanan Nöroloji uzman hekimleri, acil nöbetine dahil edildiği tarihten itibaren 60 gün geçmiş ise idareye başvurarak bir sonraki ay acil nöbetine dahil edilmemeleri için gereken işlemlerin yapılmasını talep edebileceklerdir. Bu talebe olumsuz yanıt verilir ise 60 gün içerisinde idari yargıda dava açılabilecektir. Talep 60 gün içinde yanıtlanmaz ya da listede hekimin ismine yer verilir ise yine bunu izleyen 60 gün içerisinde dava açma hakları bulunmaktadır.

 

 

4. Asistanlar tek başlarına nöbet (acil, branş, idari vb.) tutmaya zorlanabilir mi?

Bilindiği üzere 26.4.2014 tarihli Tıpta Ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin 3. maddesinin 1. Fıkrasının (ş) bendinde uzmanlık öğrencisi; "Kurumlarındaki kadro ve pozisyonları ne olursa olsun bu Yönetmelik hükümlerine göre uzmanlık eğitimi gören kişidir”. Yönetmeliğin 11. Maddesinin 4. Fıkrasında 'Uzmanlık öğrencileri, uzmanlık eğitimi uygulamasından sayılmayan işlerde görevlendirilemez.', 7. Fıkrasında ise 'Uzmanlık öğrencisi, programda bulunan bütün eğiticilerin gözetim ve denetiminde araştırma ve eğitim çalışmalarında ve sağlık hizmeti sunumunda görev alır, deontolojik ve etik kurallara uyar.' Hükümlerine yer verilmiştir.

 

Dolayısıyla uzmanlık öğrencilerinin hastane içerisindeki uygulamalı eğitimin bir parçası olarak sağlık hizmetine sunumuna görev verebilmesinin birinci koşulu o sağlık hizmetinin o öğrencinin tıpta uzmanlık öğretimi için gerekli ve zorunlu olan bir uygulama işlemi olmasıdır. İkinci koşulu ise asistanların sağlık hizmeti sunumu içinde ancak eğitim sorumlusunun gözetim ve denetiminde yer alabilmesidir.

 

İdari nöbetler hastanenin idari yönetimine ilişkin işler olduğundan idari nöbetin uzmanlık eğitimi kapsamında bir eğitim işi olarak kabul edilemeyeceği ve bu nedenle asistanlara idari nöbet tutturulmaması gerektiği düşüncesindeyim.

 

Acil servis nöbeti ise, konuya ilişkin yukarıda değindiğim yargı kararları uyarınca acil tıp uzmanları ya da konuya ilişkin özel eğitim almış sertifikalı pratisyen hekimler tarafından tutulmalıdır. Aksi biçimde tıpta uzmanlık eğitimi devam eden asistanların acil servise gelen vakalara müdahalede bulunmak zorunda bırakılmasının ilgili mevzuata ve konuya ilişkin yargı kararlarına aykırı olduğu, ayrıca hastalar yönünden de telafisi olanaksız zararlara neden olabileceği unutulmamalıdır.

 

Nöroloji asistanlarının kendi branşlarıyla ilgili nöbetlerde ya da sağlık sunumunda ise, dinlenme hakları ihlal edilmeksizin eğitim sorumlusunun gözetim ve denetiminde olmak koşuluyla eğitim odaklı olarak görev almalarının uygun olacağı düşüncesindeyim.

 

 

Türk Nöroloji Derneği Hukuk Danışmanlığı


[1] Uzmanlık öğrencisi

MADDE 11 – ...

(6) Uzmanlık öğrencisinin programlarda, kurul tarafından belirlenmiş müfredat ve standartlarda (Ek ibare:RG-9/4/2015-29321) eğitim verilmesinin sağlanmasını isteme hakkı vardır. Nöbet, çalışma ve eğitim odaları gibi eğitsel ve sosyal gereksinimleri karşılayan altyapı ve diğer standartlar kurumca sağlanır.