DÜNYA ALZHEİMER GÜNÜ SAĞLIKLI YAŞLANMAK, HATIRALARLA ZENGİNLEŞMEK…

21.09.2020

 

Türk Nöroloji Derneği olarak; 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü’nde, Alzheimer hastalığına ve Alzheimer hastalarının yaşadıkları sorunlara bir kez daha dikkat çekmek isteriz.

 

Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, Dünya Alzheimer Günü nedeniyle, Alzheimer hastalığı hakkında bir açıklama yaptı:

 

Nörolojik hastalıklar bütün dünyada yaşlanan nüfusla birlikte yaygınlığı giderek artan, kişilerin yaşam kalitelerini çok önemli ölçülerde etkilemenin yanı sıra, toplumsal sağlığı ve verimliliği de en fazla etkileyen hastalık grubudur ve bu nedenle de 21. yüzyıl “Beyin Yüzyılı” olarak kabul edilmiştir. 

 

Yaşam koşullarının çok çeşitli nedenlerle etkilendiği dünyamızda toplum sağlığını tehdit eden yaygın hastalıklar özellikle de önlemlerin alınabilmesi açısından ele alınmaktadır. Yaşlanan toplumlarla birlikte, nörolojik hastalıklar da paralel bir artış göstermekte ve halk sağlığını ciddi düzeyde etkilemektedir. Bu hastalıkların başında ise yaşla birlikte belirgin bir artış gösteren Alzheimer hastalığı gelmektedir. Bu hastalıklardan korunma ve belirtilerin tanınması, erken tedavi olanaklarına erişimi artırabilme yönünde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.  Alzheimer hastalığı için toplumsal farkındalığı artırma, tedavi ve bakım olanaklarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla  21 Eylül “Dünya Alzheimer Günü” olarak kabul edilmiştir. 

 

Alzheimer hastalığı beyinde hem hücre hem hücreler arası bağlantı kaybına neden olan, beyinde zararlı metabolitlerin birikimine neden olan ilerleyici bir hastalıktır. Hastalığın nedenleri arasında çok çeşitli faktörler araştırılmıştır ve halen araştırmalar devam etmektedir. En yaygın ve erken belirtileri hafıza ile ilgili belirtilerdir. Günlük aktiviteyi etkileyecek düzeyde unutkanlık, kişilik ve davranış değişiklikleri, öğrenme ve plan yapma zorlukları, adres ve yön bulmada zorluklar, aşırı şüphecilik, yeme, uyku ve tuvalet alışkanlıklarında değişiklikler yanı sıra daha geç evrelerde yürümede zorluklar, düşmeler, yutma zorlukları, kilo kayıpları ortaya çıkabilir. 

 

Yaş ve genetik yatkınlık Alzheimer hastalığını da içeren demans hastalıklarında en büyük risk faktörleri olmaya devam etmektedir ancak, sağlıklı yaşam parametrelerinin durumu da bu hastalıkların ortaya çıkışını önemli düzeyde etkilemektedir. Hipertansiyon, kan yağlarında yükseklik, kalp hastalıkları, yetersiz fiziksel aktivite, şeker hastalığı, sigara ve alkol kullanımı ile bu hastalıkların ortaya çıkması neredeyse üç kat daha artmaktadır. Bu hastalıklara yol açan risk faktörlerinin tedavi edilmesi, yeşil yapraklı sebzelerin, meyve ve balığın bolca bulunduğu dengeli bir beslenme, kolesterolün düşük seviyelerde tutulması  riski azaltmaktadır. Çoğu nörolojik hastalıkta olduğu gibi Alzheimer hastalığında da korunma ve erken tedavi en önemli yaklaşımı oluşturmaktadır. Sağlıklı bir yaşam tarzı (özellikle fiziksel egzersiz, yürüyüş, Akdeniz diyeti) ve  zihinsel olarak aktif bir hayat en önemli koruyucu faktörlerdir 

 

Sağlıklı beslenme ve yeterli fiziksel aktivitenin yanı sıra beyni sürekli yeni uyaranlara maruz bırakarak zinde tutmak çok önemlidir.  Yapılan çalışmalara göre demans gelişme riski, zihni çalıştıran oyunları sıklıkla oynayan kişilerde %74, yoğun şekilde okuyan kişilerde %35, müzik enstrümanı çalan kişilerde %69 ve bulmaca çözen kişilerde %41 daha düşük bulunmuştur. Dünya Nöroloji Federasyonu tarafından yapılan çağrıda “Sürekli merak ederek, araştırarak ve hayat boyu öğrenmeye kendinizi adayarak zihinsel olarak aktif olun: Okuyun, yazın, bulmaca çözün, tiyatroya gidin veya konferanslara katılın, oyun oynayın, bahçeyle uğraşın veya hafıza egzersizleri yapın. Sosyal olarak aktif olun, gönüllülük hizmeti vererek, seyahat ederek veya sosyal kulüplere katılarak sosyal ve boş vakit aktivitelerine katılın.” denmektedir.

 

Alzheimer’la mücadelede küresel çabalar 

 

Demans hastalarının sayısının giderek artması sağlık alanında yaşanan büyük zorluklardan birini teşkil etmektedir. Aralık 2013’te, G8 liderleri tarafından yapılan beyanda amacın 2025 itibariyle demans için bir önlem veya hastalık seyrini değiştiren bir tedavi bulmak olduğu ifade edilmiş ve bu amaca ulaşmak için demans araştırmalarına ayrılan bütçe miktarının toplu olarak ve önemli ölçüde artırılacağı açıklanmıştır.  

 

2015 yılında, 47 milyon demans hastasına bakım sağlanması gerekiyorken, uzmanlar, bu rakamın 2030 itibariyle 75 milyona ve 2050 itibariyle de 150 milyona çıkacağını tahmin etmektedir.  Bu artışın ekonomik ve sağlıklı yaşam koşullarında kötüleşme olmak üzere büyük çapta sonuçları olacağı öngörülmektedir. 2015 yılında demans hastalıklarının maliyeti dünya çapında hali hazırda 818 milyar Amerikan Doları gibi inanılmaz rakamlara ulaşmıştır. 

 

Yapılan uluslararası çağrılarda Alzheimer Hastalığı olan tüm bireylerin toplumsal eşitsizliklere bakılmaksızın tanı ve tedaviye güvenilir şekilde ve zamanında erişim sağlayabiliyor olması gerektiği dile getirilmektedir

 

Son yıllarda demans hastalarının bakımında ve risk faktörleri ile önleme olanaklarına ilişkin araştırmalarda önemli ilerlemeler kaydedilmektedir.  Hastalığın belirtilerinin hasta ve daha çok hasta yakınları tarafından erken farkedilmesi yanısıra modern nörogörüntüleme yöntemlerinde de erken tanı alanında ileriye dönük önemli adımlar atılmaktadır. Alzheimer hastalığına karşı uygulanan aşılama stratejilerinden de bazı umut vaat eden sonuçlar beklenmekle birlikte, günümüzde şu ana kadar demansın en yaygın grubu olan Alzheimer hastalığının iyileştirilmesi ve hatta, çoğu hastada hastalık seyrinin durdurulması mevcut tedavilerle son derece zordur.  

Alzheimer hastalığı ve diğer dejeneratif yani ilerleyici ve hasar verici hastalıklar için yeni ve etkili tedavilerin geliştirilmesi için yatırımların yapılması bütün dünyada bilim camiasının en önemli hedefleri arasında yer almaktadır. Alzheimer hastalarının bakımında hasta yakınları büyük bir yük altındadır ve bu yük sağlık otoriteleri ve sosyal organizasyonlarca olabildiğince hafifletilmelidir. Çoğu durumda hastalar kadar, hastalığın getirdiği zorluklarla yıpranan hasta yakınlarına da destek psikolojik tedavi gerekmektedir. Ülkemizde de Alzheimer hastaları ve hasta yakınlarının yaşam kalitelerini iyileştirecek donanımlı merkezlere büyük ihtiyaç vardır.

 

Türk Nöroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Demet Özbabalık Adapınar da konu hakkında bilgi verdi:

 

“65 yaşını geçenlerin % 5’i Alzheimer’a yakalanıyor, her 5 yılda bu oran ikiye katlanıyor, 2050 yılında beklenen hasta sayısı 150 milyonun üzerindedir.”

 

Her yılın  21 Eylül tarihi tüm dünyada Dünya Alzheimer Günü olarak  bilinir. Böyle bir günün belirlenmesinin nedeni, hastalıkla ilgili farkındalığı yaratmak ve toplumu hastalık konusunda bilgilendirmektir. Yapılan çalışmalardan bilindiği kadarı ile dünya genelinde ortalama 3 kişiden 2'sinin ülkelerinde Alzheimer hastalığı ve benzer bunama şekilleri  hakkında çok az bilgisi vardır. Oysaki 65 yaşını geçen bireylerin % 5 inin bu hastalığa yakalanacağı kesin görünmektedir. Her artan 5 yılla beraber bu oran iki katına çıkmaktadır. Asla normal yaşlanmanın bir parçası değildir. Ortalama yaşama süresinin hızla arttığı gezegenimizde,  her 68 saniyede bir Alzheimer hastası tanısı konmakta olup, 2050 yılında beklenen hasta sayısı 150 milyonun üzerindedir. Yani özetle Alzheimer hastalığı küresel bir halk sağlığı sorunu olarak görünmektedir.

Alzheimer hastalığı, hastalar kadar onlara refakat eden hasta yakınlarını da yakından ilgilendirir. Tanı konulmasının ardından hastalar kendilerini yalnız hissetmeye başlarken, hastaların ortalama 12 yıl yaşam süresinin varlığı düşünülecek olursa hastaya bakanların tükenişleri de kaçınılmazdır.

Alzheimer'ın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin hastalığa yol açtığı bilinmektedir. Yaş, kadın olma, ailede hastalığın varlığı, kötü beslenme, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, eğitimin azlığı, şişmanlık, depresyon, kötü ilaç kullanımı en çok söz edilen riskler arasındadır.  Bu riskler ile mücadele hastalık ile mücadelenin ilk basamağını oluşturmaktadır.

Tanısı artık hastalığın çok öncesinden yapılabilen, kan ve omurilik sıvısında, hastalığa neden olduğunu bildiğimiz bir maddenin bakılması ile gelecekteki durumu yüksek  oranda tahmin edilebilen Alzheimer hastalığının henüz kesin bir tedavisi yok görünse de pek çok çalışma yürütülmektedir.

 

 

www.noroloji.org.tr